ÇEVRE VE HALK SAĞLIĞI İÇİN EMANET 2021 ETKİNLİK GÜNLERİ
SONUÇ BİLDİRGESİ

“Çevre ve Halk Sağlığı EMANET 2021” etkinliğimizi 12-13 Kasım 2021 tarihleri arasında; elektromanyetik alanların çevreye ve insan sağlığına etkilerini incelemek, tedbirler almak, yöneticileri uyarmak ve konunun hukuksal boyutlarını tartışmak amacıyla dördüncü kez düzenledik.

Uluslararası kuruluşlardan, üniversitelerden, kamu kurumlarından, meslek odalarından, sivil toplum örgütlerinden katılımcıların güncel ve bilimsel görüşlerini paylaştığı ve tartıştığı bir platform olan EMANET 2021 Etkinliği Covid 19 pandemisi nedeniyle Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), İstanbul Tabip Odası ve İstanbul Barosu tarafından çevrimiçi yapıldı.

Etkinliğimize; kamu kurumları, üniversiteler, özel kuruluşlar, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve belediyelerin yanı sıra yurttaşlarımızdan 6000`in üzerinde kişi katıldı.

Prof. Dr. Mithat İDEMEN’in ”Elektromanyetik Alan Kavramının Evreni Algılayışımız Üzerindeki Etkileri” başlıklı konuşmasıyla başlayan etkinliğimiz, 9 oturum/panel ve bir adet forum ve 9 adet bildirinin yer aldığı oturumlarla gerçekleştirildi. Ulusal ve uluslararası konuşmacıları yer aldığı oturum/panel, forum ve bildirilerde aşağıdaki görüşler vurgulanmıştır:

5G ve ve 6G teknolojilerinin 2030 yılına kadar yaşam tarzımızın merkezine otu

racağını düşünürsek elektrik enerjisi ile çalışan cihazların yaşamımızı kolaylaştırdığı kadar çevremizi daha fazla elektromanyetik alanlarla saracağını unutmamak gerekir.

 

Elektromanyetik alan kaynaklarının kurulumu ve kullanımı şeffaf ve “İhtiyatlılık İlkesi” temelinde yürütülmelidir.

  • Elektromanyetik alanların çevre ve insan sağlığına olan etkileri, hiçbir şekilde politik-ticari kaygıların malzemesi olamaz. Halkın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı sağlanmalıdır.
  • Anayasamızın 56. Maddesi “herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını” güvenceye almıştır. 1992 yılında Rio da yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda kabul edilen İhtiyatlılık İlkesi çerçevesinde en düşük alan değerlerinin yönetmeliklerde yer alması sağlanmalıdır.
  • Vatandaşlar yaşadığı şehir ve mahalle ile ilgili elektromanyetik alan kaynaklarının sayısı, kirlilik ve risklerle ilgili bilgi bilgilere kolaylıkla ulaşabilmelidir
  • Baz istasyonları “görüntü kirliği” gibi bir gerekçenin ardına sığınmadan (baca, reklam tabelası, su deposu, vb.) gizlenmemeli ve riskleri açık ve okunaklı bir şekilde belirtilmelidir.
  • Çalışma ve yaşam alanlarımızda elektromanyetik kirlilik ölçümleri bağımsız kuruluşlarca da(meslek odaları, üniversiteler, belediyeler vd. kamu kurumlarınca) yapılmalıdır.

 

Yüksek gerilim hatları, trafolar ve baz istasyonları yaşam alanlarımızı tehdit etmektedir.

  • Yüksek gerilim hatlarına yakın mesafede yaşam alanı, işyeri, okul, hastane vb. yapılar kurulmamalıdır. Bu hatlar güvenli biçimde yeraltına alınmalı ve güvenlik koridorları oluşturularak, yapılaşmaya izin verilmemelidir.
  • Toplu yaşam alanlarında (bina, apartman v.b.) yüksek gerilim tesisi ve transformatör merkezi uygulamalarına son verilmeli; zorunlu durumlarda da uygun teknik önlemler alınmalıdır.

 

Elektromanyetik Güvenlik Komisyonu kurulmalıdır.

  • Elektromanyetik kirlilik konusunda ulusal ve uluslararası bilimsel çalışmaları izlemeli; Sağlık, Çevre, Çalışma, Enerji v.b. ilişkili Bakanlıklar, Üniversiteler, meslek kuruluşları ile işbirliği içinde kurulacak bir komisyon tarafından ulusal elektromanyetik kirlilik politikası belirlenmelidir.
  • Elektromanyetik alanların insan ve çevre sağlığına etkilerine yönelik araştırmaların bağımsız kuruluşlar tarafından yapılmalı ve denetlenmelidir.

Yerel yönetimler denetim sürecine dahil edilmelidir.

  • Yerleşim yerlerinin elektromanyetik alan kirlilik haritaları belediyeler tarafından çıkarılmalı ve belirli aralıklarla güncellenmelidir. Kurulacak tesislerin yer seçimi kararlarına Belediyeler ve yurttaşlar da katılabilmelidir.

Cep telefonlarında sınırlamalar

  • Cep telefonlarının güvenli kullanımı konusunda vatandaşları bilgilendirici yayınlar ve duyurular yapılmalıdır.
  • Cep telefonlarının kullanımı sırasında beyinden uzakta tutulması, kulaklık takılması, kullanılmadığı zamanlarda da uzakta bulundurulması gerekmektedir.

 

EMA’ların Sağlık Üzerine Etkileri / Mesleki Maruziyet ve Sağlık Gözetimi

 

Elektromanyetik alanların gözlerde katarakt, kornea hasarı ve retina lezyonlarına yol açabildiği gibi, kalp pillerini etkilediği, kızarma, ürperme hissi, yanma hissi gibi non-spesifik dermatolojik semptomlar; baş ağrısı, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, çarpıntı, baş dönmesi, uyku bozukluğu, oluşturduğu; depresyon ve düşüklere neden olduğu bilinmektedir.

 

  • Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi (IARC) çok çok düşük frekanslı alanları (şehir şebekeleri, elektrikli cihazlar vb.); kanserojen yapan 2B’de grubunda sınıflandırdığı düşünülünce, bu frekanslardaki tedbirler de İhtiyatlılık İlkesi ile ele alınmalıdır.
  • Elektromanyetik alanların zararlı etkileri göz önünde bulundurularak birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de Çevre Hekimliği kurumsallaştırılmalıdır.
  • Uydu iletişim, radar, hava ve trafik kontrol, meteoroloji, RD-TV vericisi, telekomünikasyon, yön bulma sektörü, mikrodalga fırın, diatermi cihazları, yüksek kilovoltajlı enerji kaynakları, ahşap kurutma, di-elektrik ısıtma işleminin kullanıldığı makineler, sterilizasyon, astronomi alanı, indüksiyon ısıtıcı, çelik ve alüminyum endüstrisi, elektrikli el aleti imalatçıları, bilgisayar başında, ameliyathane, yoğun bakım üniteleri, fizik tedavi merkezleri, görüntüleme ünitelerinde çalışanlar da maruziyet yönünden değerlendirilmelidir.
  • Elektromanyetik alan ortamında periyodik sağlık kontrolleri ve ortam ölçümleri işyeri hekimleri ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları (İSG) tarafından yapılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. İşyeri hekimleri, işe giriş ve periyodik muayeneler sırasında EMA maruziyet öyküsü almalıdır.

 

Halk sağlığının korunmasında hukuk yolları genişletilmelidir.

  • Çevre ve insan sağlığının korunmasında ulusal mevzuatla sınırlı kalınmayıp, evrensel hukuk kuralları dikkate alınmalı ve riskli hukuksal düzenlemeler toplum yararını gözetir hale getirilmelidir.
  • BTK hem denetleyici hem düzenleyici kurul olduğu için mahkemelerde bilirkişi rolü üstlenmemelidir.
  • “Elektronik Haberleşme Cihazları Güvenlik Sertifikası Yönetmeliği” indeki eksiklikler BTK, TÜBİTAK UME, EMO ve ilgili kurumların ortak çalışmasıyla giderilmelidir.
  • Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği elektromanyetik alan etkilerini de kapsayacak şekilde düzenlenmeli, elektrik tesisat projelerinde elektromanyetik kirlilik hesaplarına yer verilmeli ve yapı denetim kontrolü elektromanyetik alanları da içerecek şekilde yapılmalıdır.

 

Etkinliği düzenleyen üç meslek örgütü olarak; toplumsal sorumluluk ve rollerimiz gereği, bu alandaki çalışmaları sürdüreceğimizi ve konu ile ilgili her türlü çalışmayı destekleyip, bu çalışmalar içerisinde daha çok yer alacağımızı belirtir; birlikte çalışma ve birlikte üretme ilkesiyle başlattığımız bu beraberliğe devam edeceğimizi kamuoyuna ilan ederiz.

İSTANBUL TABİP ODASI
EMO İSTANBUL ŞUBESİ
İSTANBUL BAROSU